Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

Allah aşkına

  • 1 Allah aşkına

    ра́ди Бо́га

    Türkçe-rusça sözlük > Allah aşkına

  • 2 Allah aşkına

    зыйнһар

    Türkçe-Tatarca sözlük > Allah aşkına

  • 3 allah aşkına

    interj. for the love of mike, for God's sake!, for Heaven's sake!, for goodness' sake, for the love of God, for pity's sake

    Turkish-English dictionary > allah aşkına

  • 4 allah aşkına


    табыу, тхьэм пае, тхьэм фэшIыкIэ

    Малый турецко-адыгский словарь > allah aşkına

  • 5 Allah aşkına

    for God's sake, for Heavens sake, for goodness' sake

    İngilizce Sözlük Türkçe > Allah aşkına

  • 6 bırak allah aşkına

    interj. for crying out loud

    Turkish-English dictionary > bırak allah aşkına

  • 7 ne var allah aşkına

    interj. what the dickens

    Turkish-English dictionary > ne var allah aşkına

  • 8 Allah

    Allah [ɑ'ɬaːx] Gott (m);
    Allah oder Allahım! mein Gott!, großer Gott!;
    Allah Allah! ach, du liebe Zeit!; ach, du meine Güte!; Donnerwetter!;
    Allah aşkına um Gottes willen;
    Allah bağışlasın behüte dich ( oder ihn usw) Gott!;
    Allah bilir weiß Gott …;
    Allah derim weiß der Himmel;
    Allah esirgesin (oder saklasın) Gott behüte;
    Allah göstermesin da sei Gott vor;
    Allah için bei Gott, wirklich; um Gottes willen;
    Allah kabul etsin vergelt’s Gott;
    Allah korusun Gott behüte!;
    Allah ona lâyığını versin Gott möge ihn strafen;
    Allah ömürler versin lange mögen Sie leben (als Dank);
    Allah rahatlık versin schlaf(en Sie) gut!;
    Allah razı olsun Gott segne Sie ( oder ihn, dich)! (als Dank);
    Allah rızası için um Gottes willen!;
    Allah selâmet versin Gott behüte dich (ihn usw)! (vor einer Reise);
    Allah vere (de) … wollte Gott …!;
    Allah versin Gott gebe es; zu Bettlern Gott wird dir geben;
    Allaha şükür Gott sei Dank!;
    Allahı(nı) seversen um Gottes willen!;
    Allahın belası Gottes Geißel f; gottverlassen (Ort);
    (her) Allahın günü jeden Tag, den Gott werden lässt;
    Allahın izniyle mit Gottes Hilfe, so Gott will;
    Allahtan als adv glücklicherweise, Gott sei Dank;
    Allahtan bulsun Gott strafe ihn!;
    Allahtan kork! schäm dich!;
    Allahtan korkmaz unmenschlich

    Türkçe-Almanca sözlük > Allah

  • 9 Allah

    rel Allah, Gott m
    \Allah aşkına um Gottes Willen
    \Allah bilir weiß Gott
    \Allah kerim Allah ist groß
    \Allah korusun! Gott beschütze [o behüte] !
    \Allah rahmet eylesin! Gott hab ihn selig!
    \Allah saklasın! Gott bewahre!
    \Allah'ı() seversen um Gottes Willen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > Allah

  • 10 Allah

    алла́х (м)
    * * *
    1) Алла́х, Бог
    2) бу́дучи пе́рвым компоне́нтом изафе́та, уси́ливает значе́ние второ́го компоне́нта

    Allahın ayazinda — в лю́тый моро́з

    Allahın günü — ка́ждый Бо́жий день

    Allahın tembeli — отъя́вленный ло́дырь

    ••

    Allah bilir ama kul da sezerпосл. Алла́х зна́ет, а его́ раб дога́дывается

    Allah dağına göre kar verirпосл. Госпо́дь Бог раздаёт го́ре / печа́ль / боле́зни и т. п. ка́ждому сто́лько, ско́лько он вы́держит

    Allah dokuzda verdiğini sekizde almazпосл. чему́ быть, того́ не минова́ть

    Allah herkesin gönlüne göre versinпогов. ка́ждый полу́чит то, чего́ он заслу́живает

    Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış — посл. дру́жба дру́жбой, а де́нежки врозь

    Allah kazadan belâdan saklasınпогов. упаси́, Алла́х, от вся́кой напа́сти

    Allahtan korkayandan korkmalıпогов. бо́йся того́, кто не бои́тся Алла́ха

    Allah sağ eli / gözü sol ele / göze muhtaç etmesin — погов. не приведи́, Алла́х, прибега́ть к по́мощи бли́зких

    - Allah ne de yakışmış! - Allah akıl fikir versin!
    - Allah akıllar versin!
    - Allah Allah
    - Allah aratmasın
    - Allah artırsın
    - Allah aşkına
    - Allah bağışlasın
    - Allah belâsını versin!
    - Allah beterinden saklasın
    - Allah beterind esirgesin
    - Allah büyük
    - Allah canını alsın!
    - Allah cezasını versin!
    - Allah derim
    - Allah dört gözden ayırmasın
    - Allah düşmanıma vermesin
    - Allah ecir sabır versin
    - Allah eksik etmesin
    - Allah eksikliğini göstermesin
    - Allah emeklerini eline versin
    - Allah etmesin
    - Allah evi
    - Allah gecinden versin
    - Allah göstermesin
    - Allah hakkı için
    - Allahın hikmeti
    - Allah hoşnut olsun
    - Allah için
    - Allah inandırsın
    - Allah seni inandırsın
    - Allah sizi inandırsın
    - Allah kabul etsin
    - Allah kahretsin!
    - Allah kavuştursun
    - Allah kerim
    - Allahtan kork!
    - Allahtan korkmaz
    - Allah lâyığını versin
    - Allah manda şifalığı versin
    - Allah mübarek etsin!
    - Allah ne verdiyse
    - Allah ömürler versin
    - Allah rahatlık versin!
    - Allah rahmet eylesin!
    - Allah rızası için
    - Allah selâmet versin
    - Allahını seversen
    - Allah son gürlüğü versin
    - Allaha şükür
    - Allah taksimi
    - Allah utandırmasın
    - Allah vere
    - Allah vere de
    - Allah vergisi
    - Allah vermesin
    - Allah versin
    - Allah yarattı dememek

    Türkçe-rusça sözlük > Allah

  • 11 Allah

    "1. Allah, God. 2. How wonderful! Really! -ım! My God! -tan 1. luckily, fortunately. 2. from birth. - acısın. May God have pity on him./Only God can help him. - (acısını) unutturmasın. May God spare you from a greater sorrow (said when one is subjected to a great loss or grief). - adamı man of God. - akıllar/akıl fikir versin. colloq. Where is your good sense? l am surprised at you/him. -ü âlem 1. probably. 2. maybe. 3. God knows. - Allah! 1. colloq. Goodness gracious!/How strange! 2. a Turkish battle cry. - aratmasın. May God spare you from having to get along without what you now have (said when one is discontented). - artırsın. May God grant you prosperity. - aşkına! colloq. 1. For heaven´s sake. l beg you. 2. How wonderful! - bağışlasın. God bless him/her (a child, a loved one, etc.). - bana, ben de sana. colloq. I´ll pay you my debt when l can get some money. -ın belası 1. nuisance, pest. 2. pestiferous, pesky. - belanı versin/vermesin. colloq. God damn you! - belasını versin. colloq. Damn him! - beterinden esirgesin/saklasın. May God protect you/him from worse trouble. - bilir. colloq. Only God knows./It´s hard to say. - bilir.... It seems to me.... -ın bildiğini kuldan ne saklayayım? colloq. What´s the use of making a secret of it? -a bin şükür. Thank God. -ın binasını yıkmak to commit murder or suicide. - bir! By the one God! -a bir can borcu var. colloq. He has nothing so he has no scruples. - bir dediğinden başka/gayri sözüne inanılmaz. colloq. He is a habitual liar. - bir, söz bir. colloq. I give my word on it. - bir yastıkta kocatsın. May you have a happy life together (said to a newly married couple). -tan bulmak to get one´s just deserts from God. -ından bulsun. colloq. Let God punish him. - büyüktür. 1. Some day God will right the wrong that has been done to us. 2. God is sure to punish him some day for what he has done. - canını alsın/almasın. colloq. God damn you. - cezanı versin/vermesin. colloq. God damn you. -ın cezası damn, damned. -ı çok, insanı az bir yer a deserted place. - derim. colloq. All l can say is “O God.” - dört gözden ayırmasın. /ı/ May God save (this child) from being an orphan. - düşmanıma vermesin. colloq. I wouldn´t wish it on my worst enemy. - ecir sabır versin. May God give you/him patience (said in condolence). - eksik etmesin. May we not suffer his loss. I am very grateful for what he has done. - eksikliğini göstermesin. I am grateful for it anyway. -a emanet. May God protect him. -a emanet etmek /ı/ to leave the rest to God (said after sending off someone one has nurtured or a work one has prepared). -a emanet olun. Good-bye (said by one who is leaving). - emeklerini eline vermesin. May you enjoy the fruit of your labor. -ın emri, Peygamberin kavliyle according to the command of God and the word of the Prophet (said in asking a family for their daughter as a bride). - esirgesin/saklasın. God forbid. - etmesin. God forbid. - evi place of worship. -ın evi the heart of man. - gani gani rahmet eylesin. May God have abundant mercy upon him (said for a dead person). -ın gazabı a scourge of God. - gecinden versin. May God ordain it to be late (used when mentioning death). - göstermesin! colloq. God forbid! -ın günü every single day, every darn day (said in exasperation or impatience). - hakkı için in God´s name. -a havale etmek /ı/ to leave (punishment, revenge) to God. - hayırlı etsin. May God turn it to good. - herkesin gönlüne göre versin. May God grant the wishes of everyone. -ın hikmeti something incredible, something extraordinary, something miraculous. -ın hikmeti! colloq. Incredible!/Extraordinary!/God be praised!/It´s a miracle! - hoşnut olsun. God bless you (for your kindness to me). - ıslah etsin. May God mend his ways. -a ısmarladık. Good-bye (said by the person leaving). - için truly, to be fair. - imdat eylesin. colloq. May God help you. - (seni) inandırsın.... Believe me.... - isterse if possible, if

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > Allah

  • 12 aşk

    aşk s
    1) Liebe f
    biriyle \aşk yapmak mit jdm Liebe machen
    \aşka düşmek sich verlieben
    \aşkını etkilemek için um seiner Liebsten zu imponieren
    yasak \aşk verbotene Liebe
    kumarda kaybeden \aşkta kazanır ( prov) Unglück im Spiel, Glück in der Liebe
    2) ( reg)
    \aşk etmek ( hızla vurmak) hauen; ( tokat) scheuern
    ona ( öyle) bir tokat \aşk etti (ki...) er hat ihm (so) eine gescheuert, (dass...)
    3) ( fam)
    \aşka gelmek ins Schwärmen kommen; ( coşmak) (ganz) aus dem Häuschen geraten
    4) \aşkına um... Willen
    Tanrı [o Allah] \aşkına um Gottes Willen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > aşk

  • 13 aşk

    aşk <- > Liebe f (leidenschaftlich, sexuell); Begeisterung f;
    aşk yapmak Liebe machen;
    aşk şarkısı Liebeslied n;
    aşka gelmek in Verzückung geraten;
    bilim aşkı Liebe zur Wissenschaft;
    Allah aşkına um Gottes willen!

    Türkçe-Almanca sözlük > aşk

  • 14 aşk

    ,-kı love, passion. -ına for the sake of: Allah aşkına for the love of God, for Heaven´s sake. - çekmek colloq. to suffer the pangs of love. - etmek /ı, a/ to land (a blow) on (someone´s face). -a gelmek to go into a rapture, be enraptured. - ile with great zeal.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > aşk

  • 15 bırakmak

    "1. /ı, da/ to leave (something, someone) (in) (a place); /ı, a/ to leave (someone, something) with (someone), leave (someone, something) in the care of (someone). 2. /ı, a/ to leave, put (something, someone) on or in (a place). 3. /ı/ to let go of, stop holding: Beni bırak! Let go of me! 4. /ı/ to leave, abandon, desert. 5. /ı/ to quit (a job). 6. to stop, desist; /ı/ to stop doing, quit doing (something): Bırak Allah aşkına! Stop it for God´s sake! 7. /ı, a/ to leave (something) until (a future date), put (something) off until (a future date). 8. /ı, a/ to entrust (a job) to (someone); to hand over, turn over, relinquish (a job, a responsibility) to (someone). 9. /ı/ to leave (someone, something) alone, let (someone, something) be, leave (someone) in peace. 10. /ı, a/ to let (one´s hair) hang down to (a specified level). 11. /ı/ to grow (a beard, a mustache). 12. /a, ı/ to let (someone) have the use of (something), let (someone) have (something), let (someone) borrow (something). 13. /ı, a/ to leave (something) to (someone), let (someone) have (something); to bequeath (something) to (someone). 14. /a, ı/ (for something) to bring (someone) (a specified amount of profit), leave (someone) with (a specified amount of profit). 15. /ı/ to give up (a habit): Sigarayı bıraktı. He´s given up smoking. 16. /ı/ to leave, cease to give one´s attention to (a matter); to forget about, disregard, write off (someone or something regarded as worthless): Bunu şimdilik bırakalım. Let´s leave this for the time being. Onu bırak! Forget about him! 17. /ı/ to set (a captive person or animal) free. 18. /ı/ to let, allow (someone) (to do something) (often used in the imperative): Bırak, onlara yardım edeyim! Let me help them! Öğretmen onu öbür çocuklarla oynamaya bırakmadı. The teacher didn´t let him play with the other children. 19. /ı, a/ to let (someone, an animal) go to or into (a place): O gün beni okula bırakmadılar. That day they didn´t let me go to school. Beni içeriye bırakmadı. He didn´t let me go in. 20. /ı/ to leave (a spouse). 21. /ı/ to leave (a stain, a mark). 22. /ı/ to leave (someone, something) (in an undesirable state): Köpeği bütün gün aç bıraktılar. They let the dog go hungry all day. Çocuğu öksüz bıraktılar. They left the child an orphan. Evi darmadağınık bıraktı. He left the house in a real mess. 23. /ı/ (for a teacher) to make (a student) repeat a grade, fail, flunk (a student). 24. /ı, a, dan/ to sell (something) to (someone) for (a specified price), let (someone) have (something) for (a specified price). 25. (for something) to come unglued. Bıraktığım çayırda/yerde otluyorsun. colloq. You´re still doing what you´ve always done. Bırak ki.... and even if I did...: O işi yapmak istemiyorum, bırak ki vaktim de yok. I don´t want to do that job; and even if I did, I don´t have the time. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > bırakmak

  • 16 Tanrı

    Tanrı s
    1) ( Allah) Gott m
    \Tanrı aşkına um Gottes Willen
    \Tanrı korusun! Gott beschütze [o behüte] !
    \Tanrı'ya şükür! Gott sei Dank!
    2) \Tanrı misafiri ein ungebetener Gast

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > Tanrı

См. также в других словарях:

  • Allah aşkına — ünl. Ant vermek veya yalvarmak için Allahını seversen anlamında kullanılan bir söz Boş ver Allah aşkına! …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Allah — is., öz., Ar. allah Tanrı Birleşik Sözler Allah aşkına Allah taksimi Allah vergisi Allah yapısı Allaha ısmarladık Allahualem Allahuteala …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Tanrı aşkına — Allah aşkına …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Allahını (veya Allahı) seversen — Allah aşkına …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Lİ-VECHİLLAH — Allah için. Allah nâmına, Allah aşkına.(Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız, Lillâh, Livechillâh, Lieclillâh rızâsı dâiresinde hareket ediniz, o zaman sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer. L …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • LİLLAHİ — Allah için. Allah yoluna. Allah aşkına …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ant vermek — Allah aşkına, çocuklarının başı için vb. sözlerle karşısındakini bir şeye zorlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Tutkusu — Infobox Album | Name = Tutkusu Type = Album Artist = Erkin Koray Released = 1977 Genre = Anatolian rock Length = 38:04 Label = Kervan Last album = 2 (1976) This album = Tutkusu (1977) Next album = ? Tutkusu is the fourth full length album by… …   Wikipedia

  • Ceylan Avcı — (* 25. Juni 1974 in Istanbul Fındıkzade) ist eine türkische Sängerin kurdischer Abstammung. Sie singt türkische und kurdische Volksmusik. Bereits im Alter von neun Jahren stand sie vor der Kamera und drehte Filme mit berühmten Schauspielern.… …   Deutsch Wikipedia

  • aymak — nsz, ar, hlk. 1) Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak ... bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım. S. F. Abasıyanık 2) i, mec. Gerçeği anlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uyuz etmek — tkz. sinirlendirmek Ne söyleyeceksen söyle Allah aşkına, uyuz etme insanı. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»